Karanlık Bir Sabah

Geleceğe İz Bırakmak

TÜSİAD Bu Gençlikte İŞ Var

Saat 09:04. Herkes saatini her saniye kontrol ediyor, hazırlanıyor ve o anı bekliyor.

Saat 09:05. Siren sesleri yükselmeye başladı. Trafikteki sürücüler araçlarını durdurdu ve indi. Her gün tıklım tıklım bindiğimiz metrobüsler de durdu. Siren seslerine şimdi korna sesleri de eşlik ediyor. Her sabah ekmek almaya giden, onu hiç görmeyen o küçük çocuk da durdu. Metro istasyonunda tüm gün şarkılar söyleyen sokak sanatçısı da.

Ölümünün 81. yıl dönümü, o bir dakikada gözlerden yaşlar süzülmeye başlıyor, içimiz titriyor.

Sadece bir şehirde değil, sadece bir bölgede de değil, ülkede, Türkiye’de yaşam bir dakikalığına durdu ve herkes Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü minnetle anıyor.

Takip ettiğim, okuduğum, araştırdığım liderlerden birisi de Mustafa Kemal Atatürk. Okurken notlarıma kaydettiğim iki anısıyla bugün sizi buluşturmak istiyorum.

Kral Edward İstanbul’a geldiğinde, yatından bir motora binerek Dolmabahçe Sarayı’na yanaşır. Atatürk de rıhtımda onu beklemektedir. Deniz dalgalı olduğundan, kralın bindiği motor, sürekli inip çıkmaktadır. İmparator rıhtıma çıkmak istediği bir sırada, eli yere değer ve tozlanır.

O sırada Atatürk elini uzatmış bulunduğundan, kral da ona elini uzatmadan önce mendiline silmek ister. Atatürk o anda devreye girer ve:

‘’Yurdumun toprağı temizdir, o elinizi kirletmez.’’ diyerek Kral Edward’ın elinden tutup rıhtıma çıkarır.

Bir kralın Türkiye ziyaretinde Atatürk ile buluştuğu bir yemekte masaya hep Türk garsonlar hizmet etmekteydi. Garsonlardan biri heyecanlanarak, elindeki büyük bir tabakla birdenbire yere yuvarlandı ve yemekler de halılara dağıldı. Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesilmişlerdi. O sırada Atatürk krala eğildi ve:

“Bu millete her şeyi öğrettim fakat uşaklığı öğretemedim!” dedi. Bütün sofradakiler Atatürk’ün zekasına hayran kaldılar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir