Günaydın sevgili cemil.istanbul okuyucuları!
Keyifli bir hafta geçirdiğinizi umarak bugün zaman zaman çevremden duyduğum bir soruyu yanıtlayacağım, “Bu kadar şeyi kim öğretti?”
Sizlerle bu kadar şeyi kimden öğrendiğimi paylaşmak istiyorum.
Üniversiteden 1,5 yıl önce mezun oldum, şöyle dönüp baktığımda lisans eğitimime yeterli önem vermediğimi gözlemliyorum. Siz de sormuşsunuzdur çoğu zaman, “Bunlar bizim işimize nerede yarayacak?”, “Bu bilgiyi nerede kullanacağız?” sorularını. Tüm bu soruları sorduğum yıllarda yeni birşeyler öğrenmek için hayatımdaki en iyi zamanlarda olduğumun da farkındaydım.
Yaşadığım şehrin, gördüklerimin, okuduklarımın çok daha ötesine gitmek istiyordum. Wi-Fi’dan internet geldiği sürece bilgisayarımın beni istediğim noktaya götürecek kadar yetenekli olduğunu da biliyordum.
Öncelikle dünyadaki en iyi üniversiteleri araştırdım, listeledim. Bu üniversitelerin kaynaklarına erişmek istedim. Daha sonra aldığım derslerin bu üniversitelerde de verildiğini öğrendiğimde aynı dersi orada alsaydım nasıl alırdım diye düşünerek YouTube’da ders kayıtlarını aradım. Birçoğunun -özellikle de fizik ve calculus dersleri- içeriklerine sadece YouTube ile ulaştım, 45 dakikalık derslere eşlik ettim. İnanılmaz bir keyif aldım, videoların altına yorumlar bırakıp geçtim.
Ürettiğim, efor harcadığım her işi takip etmek benim için oldukça değerli. YouTube’da eşsiz kaynaklara ulaşıyorum fakat takip etmek istiyordum. İşte bu sırada online eğitim platformlarıyla tanıştım. İlk tanıştığım eğitim platformu Udacity idi. Udacity’de eğitimleri ücretsiz alıyorsunuz, başarılı olduğunuzda sertifika almak isterseniz bir ödeme yapmanız gerekiyor. Sertifikalar bana her zaman komik gelmiştir, benim için değersiz bir kağıt parçasından öte değil; dahası onlarca harika sertifika tasarımlarına sahibim kendime istediğim harika sertifikaları istediğim zaman üretebilirim 🙂
Bir kere oturunca bu masaya yeni platformlar tanımaya başladım, tüm hepsinin arasından da bir tanesini daha özgür bulduğum için tercih ettim, hem de aldığım dersleri 30 gün içerisinde koşulsuz iade hakkına sahiptim. Evet, Udemy.
Udemy‘de yazılım, tasarım, finans, kişisel gelişim dersleri aldım, hatta kendi girişimimi kurduğumda takımın teknik eksikliklerini de Udemy dersleriyle kapatmaya çalıştım. Bugün Udemy hesabımdaki derslere baktığımda ciddi yatırım yaptığımı görüyorum. Dahası Udemy heyecanım öyle bir noktaya geldi ki Udemy‘de eğitmen olarak bir eğitim bile yayınladım.
Udemy‘nin bir Türk girişimci Eren Bali tarafından kurulduğunu öğrendiğimde de itiraf etmeliyim ki zaten ısındığım marka ile bir gönül bağı kurdum.
Kendi hikayenizi yazmak için şimdi sıra sizde, o gün bugün… Hayal ettiğiniz mobil uygulamayı kodlayabileceksiniz, finansal analizlere eşlik edebileceksiniz hatta bazen diyet yapıp sağlıklı yaşamayı bir yaşam stili haline getirebileceksiniz; kendi limitinizi belirleyin ya da limit belirlemeyin.
Haftaya yepyeni bir deneyimle buluşmak dileğiyle…
